Ulu sözü dinlemiyen uluyakalır

Sual: İşyerinde beraber çalıştığımız bir arkadaşımız şu anda büyük bir üzüntü içerisinde. Nedeni de evlenmeyi planladığı erkek arkadaşıyla ayrılmışlar. Kendisi daha önceden de bu şekilde arkadaşlıklar kurup ayrılıklar yaşamış. Bizlerin bu şekildeki ilişkilere girmemesi yönündeki sozlerimize aldırış etmiyor. Sizin bu arkadaşımız için tavsiyeleriniz nelerdir?

CEVAP

Flört ile ilgili yazım yeterli bilgi verebilir:

Evlenecek gençlerin flört denilen bir arkadaşlığa asla ihtiyaçları yoktur. Hatta flörtün birçok sakıncası da vardır:

Flörtte bir tuzak vardır. Flörtte çok defa, kız, erkek tarafından kandırıldıktan sonra terkedilir. Flört, gençlerde gafilce tecrübelere yol açar. Bu tecrübelerin çoğu, kötü şekilde sonuçlanır. Tecrübe için insan, cebine barut koyup kendini tehlikeye atmaz. Ateşle barut bir arada durmaz. Yılan acaba nasıl sokar diye yılanla oynanmaz.

Flört, akıl mantık hislerini alt üst eder. Flörte alışan, sık sık arkadaş değiştirir. Kızı kandırıp terkeden erkek hain, kandırılan kız da maskara durumuna düşer. Flörtte çok defa, iffet elden gider. Namuslu bir kız için bundan büyük felâket olamaz. Flört, birçok gençleri serseri, müsrif ve perişan eder. Gençler arasında aşağılık kompleksi, kıskançlık, kin, nefret, karamsarlık, düşmanlık, anarşi ve çeşitli ruhî bunalımlar doğurur.

Flört arzusu, tenhada buluşmaya davet eder. Sonunda, birçok gencin başı belâya girer. Bu arkadaşlıkta iş eğlenceye dökülünce, genç erkeğin güveni sarsılır. Önce kızı zorlar, arzusuna kavuşunca da kızı ayıplar, ahlâksız diye ona hakaret eder. Yüzüne demese bile gencin artık ona olan güveni kalmamıştır, başkalarıyla da böyle yapmadığı nerden malum diye düşünür. Genelde bu hissî eğlencelerden sonra hep soğukluk olur.

Genç erkek, kokladığı çiçekten hemen doyar, sonra başka bir renk, başka bir çiçek arar. Artık bu sahne onu avutmaz, ondaki esrar, onu çeken cazibe, bağ ve düğümler çözülmüştür. O artık başka bir cazibe, daha esrarlı bir düğüm ister, başka eğlenceleri kovalar. Bu bakımdan flört hususunda kız veya kadın, çok hassas olmalıdır.

Başından böyle işler geçmemiş bir gence, bunlar anlamsız gelir. Çünkü birisine gönlünü kaptıran genç, kendisine verilecek nasihatı, deli saçması kabul eder. Onun için Peygamber efendimiz, (Sevgi insanı sağır ve kör eder) buyurdu. Sağıra ne anlatsanız duymaz. Köre bütün renkleri gösterseniz, birini diğerinden ayıramaz. Seven kimsenin de gözüne bir şey görünmez. Morfinman gibi olur. Her bakımdan yanlış da olsa, yine onunla evlenmeyi ister.

Atalarımız da demişler ki:

Âşık ile delinin farkı, biri gülmez, biri ağlamaz.

Aşk başta karar etse, akıl firar eder.

Aşk bir deryadır, dalmayan bilmez.

Bir yiğit ne kadar kahraman olsa, sevdiğine yenilir.

Sevda geçer yalan olur, sonu sokar yılan olur.

Flört sonucu evlenen gençlerin çoğu sonunda pişman olur. Bu bakımdan salih ana babanın tavsiyelerine mutlaka uymalıdır! Ana baba, oğlunun veya kızının evleneceği kişiye, evlâtlarının gözü ile bakmaz. Acı tecrübelerin verdiği firasetle bakar. Atalarımız, (Ulu sözü dinlemiyen uluyakalır) demişlerdir.

Gönül iyiyi de kötüyü de sevebilir. Bu bakımdan sevdiğimiz kimse ile değil, iyi kimse ile evlenmek önemlidir. Sevdiğimiz kimse kötü de çıkabilir. (Seven yanılmaz) demek çok yanlıştır. Hislerden meydana gelen sevgi bir ölçü değildir. Buna sevgi denmez heves denir. Gençler akıllı olmalı, sevgi ile hevesi karıştırmamalıdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hurmet-i musahere nedir?

Hıristiyan ve dinsizle, ateistle evlenmek

AİLEDE OTORİTE KİMDE OLMALI ?