KISKANÇLIK
İdeal evliliklerin temelinde, dozunda kıskançlık ve eşin
sadakatine güven duygusu bulunur.
Sokolof 'a göre "Kıskançlık, insanın en az bilinen duygusu
ve üzerinde en az konuşulan davranışıdır. Bir muammadır." Decrates ise,
"Kıskançlık, sahip olduklarını koruma isteğinden kaynaklanan bir tür korkudur."
diyor.
Kıskançlığın olmadığı evliliklerde, aile bağları zayıftır.
Kadın ve erkek, "kıskanılarak" bir sahiplerinin bulunduğunu hisseder ve
hatırlarlar. 3 yıllık evli bir hanım, kocam ara sıra beni kıskanmasaydı, çok
üzülürdüm." demişti. "Halbuki kıskanması, onun beni hala çekici bulduğunu ve
sevdiğini kabul etmesi anlamına gelir. Laf olsun diye onunla evli olmadığımızı
gösterir. Bundan iyi iltifat olur mu?" diye de eklemişti.
Bazı aşırı kıskanan tipler aslında kendileri eşlerini
aldatmaktadır.bunu bastırma amacıyla eşine yansıtmaktadır. Kendisi yaptığı için
herkesin ihanet edebileceği kanısındadır. Her şeyden anlam çıkarır, tartışır,
kavga eder. Eşi hak ettiği cevabı ona verir, ama yine aldırış etmez. Bazen kaba
kuvvete, dayağa başvurur.
Yaşlılıkta değişik sebeplerle ortaya çıkabilen demans
(bunama) hallerinde de hastalık derecesinde kıskançlık görülebilmektedir.
Alkol ve bağımlılık yapan maddeleri uzun sure kullanan
kişilerde de eşini aşırı ve patolojik derecede kıskanma görülebilir. Üstelik bu
kişiler, eşlerini hiç olmadık kişilerden kıskanırlar.
Yorumlar
Yorum Gönder